top of page
Ara
  • KTEF

Doğanın önceliği prensibi


“Yerlere çöp atmanın, etrafı kirletmenin ayıp sayıldığı bir medeniyet anlayışında, insanlığın her yıl 2,1 milyar ton insan yapımı kütleyi çöp olarak denizlere, havaya ve toprağa atabilmesi günümüzde ayıp değildir.”


“Gezegenimize yönelik en büyük tehdit, onu başka birinin kurtaracağına olan inançtır”

 ―Robert Swan



“İnsanlık doğadan aldığını geri vermedi. Doğaya borçluyuz. Yakında alacaklı, borçluya, borcunun bedelini ödetecek. İnsanlık, para ile ve para için doğaya yaptığı adaletsizliklerle kendi sonunu kendisi getirecek. Hiç kimse, her şey bittikten sonra, uyarılmadık demesin.”


Ekonominin kıtlık prensibi üzerine kurulup, doğal kaynakların sınırsızmış gibi bol bol kullanılmasını rasyonel bir yoldan anlamak mümkün değildir.


Bir grup bilim insanı, olası bir küresel medeniyet çöküşüyle birlikte etkileyici bir gıda üretimi kaybına giden yolda olduğumuza inanıyor. 


Şirketler ve hükûmetler bedeli ne olursa olsun sürekli ekonomik büyümeyi sürdürmeye devam ederse, endüstriyel uygarlığın kesinlikle çökeceğini iddia ettiler. Gelecek yıllar için 12 olası senaryo öngördüler ve bunların çoğu, doğal kaynakların çok kıt hâle geleceği ve daha fazla ekonomik büyümenin imkânsız hâle geleceği ve özel refahın dibe vuracağı, yani bireylerin fakir olacağı bir yer öngördü. ALINTIDIR 


Bunun sonucunda da küresel nüfusun azalması büyük bir olasılıktır. Çünkü, gıda gibi en temel insan ihtiyacını karşılayamayınca toplumlar, kendini oluşturan bireylerin yaşamını sürdüremezler. Gıda ve su ihtiyacını karşılayanlarla karşılayamayanlar arasında toplumsal yada bireysel çatışmaların olma ihtimali çok yüksektir.


Nüfusun azalması medeniyetin çöküşü için başlı başına yeterli bir sebeptir.


Devletlerin zengin olma hayali ile başlayan ve dünyayı kuşatan kapitalizm, baştan sona yanlış bir ideolojidir ve 250 yılda devletleri ve insanları birbirine düşürüp, borçlu ve batacak hale getirdiği gibi, doğanın katledilmesine sebep olmuş ve küresel bir kaosa sebep olmak üzeredir. 

 

Devletler birbirleri ile rekabet içinde iken ve kendilerini kurtarmanın yollarını ararken doğayı düşünmeye ve küresel ölçekli sorunları çözmeye imkan bulunmamaktadır. 


Dünyada doğa için yapılacak en kökten çözüm, küresel olarak devletlerin ekonomik anlayışının değişmesidir. Devletler  kâr etmek zorunda olan birer işletmeler değildir. Devletlerin ekonomilerini bir işletme mantığı ile çevirmek zorunda kalmaları ve bunun için daha çok tüketmek ve daha çok yatırım yapmak zorunda olmaları kapitalizmin diretmesidir ve doğanın en büyük düşmanı, çevreyi en fazla kirleten, doğal kaynakları en fazla tüketen bu kapitalist ideolojidir. 


İnsanlık ve devletler, uluslarını ve dünyayı kurtarmak istiyorsa, kendilerini öncelikle bu ideolojiden kurtarmalıdır. 


Doğayı kurtarmanın tek yolu, sahipsiz bir para sistemi ve sınırsız ve sahipsiz bir sermaye ile doğaya küresel olarak yatırım yapmaktır. 


Zenginlik hayali, insanlığın ve devletlerin başına bela olmuştur. İnsanlık kendi sonunu getirmemek için yalnızca yaşam tarzını değil, doğanın ölümüne sebep olan para ve ekonomi anlayışını da değiştirmelidir. Zenginlik hayali ve tüketime dayalı ekonomi, doğayı, dünyayı ve insanlığı tüketmiştir.


İnsanlar ve devletler, doğaya en fazla zararı, para kazanma çabaları sonucunda vermektedir. 

İnsanların hayattaki faaliyetlerinin büyük çoğunluğu para kazanmak için yapılmaktadır .


Para kazanmadan yaşanamayacak bir hayat, insanligin yeni hayat tarzı olmuştur. 

Para kazanılırken, doğa kaybedilmektedir.


Tarım ekonomisi, sanayi ekonomisi, bilgi, teknoloji ve internet ekonomisinden sonra insanlık için artık doğa ekonomisine geçme zamanı gelmiştir.

Doğaya yatırım kârsızdır ya da yatırımlar çok uzun sürede geri alınabilir. Kârsız yatırımlar ancak  kârsız bir ekonomik anlayışla uyum içerisinde işleyebilir.


Ekonominin en temel prensibi, borcun alacaklıya geri ödenmesidir.  Doğadan alınan doğaya geri verilmelidir.


Üçüncü milenyumda, insanlığın doğa ekonomisine başlayabilmesi için acilen ekonomik sistemin ve anlayışın değişmesi gerekmektedir.


Küresel ölçekli yatırımlar yapabilmek için çok büyük bir sermaye gücüne ve çok büyük bir organizasyonun yapılabilmesi için para sisteminin ve sermayenin sahibinin olmaması ve ekonominin küresel olarak işlemesi gerekmektedir.


Daha birçok ekonomik prensibin ve para anlayışının, öncelikle doğa düşünülerek ortaya konulması ve uygulanması bir zorunluluktur. Aksi takdirde birkaç on yıl içinde doğa, küresel boyutta, insan da dâhil olmak üzere birçok canlı için yaşanamaz hale gelecektir.


Özetle insanlığın acilen doğa ekonomisine geçmesi için paraya bakış açısını değiştirmesi gerekmektedir.


İnsanlık yaşamak için doğaya muhtaçtır. Doğa, gelecek nesillerden alınmış bir emanettir. Emanete ihanet edilmemelidir. Bu emanet iyi korunmazsa, gelecek nesiller, bu çağın insanlarına lanet edeceklerdir.


Paranın gizli birleştiricilik rolü ile insanlık birleşmeli ve oluşan küresel gücün yarattığı sinerji ile doğa eski haline getirilmelidir. 


Bunun için küresel olarak tek bir para sistemi kullanılmalı, doğa için gerekli yatırımların yapılabilmesi için sınırsız sermayeli “Küresel Doğa Sinerji Şirketi” acilen kurulmalıdır. 


Böylelikle para için doğadan alınanlar, para ile doğaya geri verilmelidir. 




7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação
bottom of page